<p>Kahramanımız, içinde gizlenen heyecanı hissederek yanıma oturdu. Ellerinde hâlâ geçmiş akşamın izleri duruyordu. Gözlerini bana değil, yerlere dikmişti. Ona şöyle dedim: "Sen bana şehvetin emanetisin, nasıl kabul ettiğimi bile bilmiyorum!" O, bana bakmadan cevap verdi: "Töremiz böyle der, bu benim kaderim!" İşte o an, her şeyin baştan kabul edildiğini anladım ve sessiz kaldım. Ardından elini tuttum, ayağa kalktım ve onu da kendime kondurdum. "Bravo, kızım, harika gidiyorsun!" dedim. Sevinçle parlayan Selin, bana sordu: "Baba, iyi kullanıyor muyum?" Güzel kızım, sen muhteşem bir iş çıkarıyorsun, ama unutma ki bu yetenek bir seferde öğrenilecek bir şey değil, aşırı çalışmalıyız! dedim. "Tamam, baba, aşırı çalışalım! Yüzyıllar süren bir emek verelim ki, hızla öğreneyim!" diye yanıtladı. "Evet, kızım, evet, çalışacağız!" dedim. Babacığım, annemden böyle bir şey duymak mümkün değil. Kimse bunu konuşmaz, hatta dile bile getirmez. Allah’tan biz okuyabiliyoruz… Benzer şekilde yalanlar, fantaziler ve hatta kendi ablama bile demezdim, saçmalık… Ama bugüne kadar size ablamdan bahsetmek istiyorum. Ablam, 29 yaşında, henüz evlenmemiş bir güzel kız. Tabii, cinsel konularda aramızda bir mesafe var. Aslen Mardinliyiz, ama şu an İstanbul’da yaşıyoruz. Bu tür durumlar klasik bir aile içinde olmaz, ancak bugün size ablamdan bahsetmek istiyorum.</p>