Yediği tokadın acısıyla kendinden geçmişti. Kollarımı açtım ve Cemile’nin yere düştüğünü gördüm, ağzının kenarından kan sızıyordu, kasım ona oldukça sert vurmuş ve küçük orospumun dudağını patlatmıştı. Eğildim ve başörtüsünün kenarıyla dudağındaki kanı silerken, “Bak tatlım, sakin ol, sana zarar vermeyeceğiz, seni sikip gideceğiz,” dedim ve Cemile ayaklarıma sarıldı. “Abi ne olur beni rahat bırak, ben evliyim, çocuğum var” dedim, bana masaj yapabileceğini söyledi. Ben de halının üzerine yüzüstü uzandım, görümcem de yanıma oturdu ve bana masaj yapmaya başladı. Boynuma, kollarıma, sırtıma ve bacaklarıma masaj yapmaya başladı. Sonra beni sırt üstü çevirdi ve masaja devam etti. Ben şortluydum, o da cuzi giymişti ve zaman zaman ikimiz de Selva’nın doymak bilmeyen sikilme arzusunu tatmin ediyorduk. Arada bir bira içip dinleniyor, sonra tekrar sevişmeye başlıyorduk. Selva ise doyumsuzdu ve bizi sürekli mest ediyordu. Doyumsuz Selva çok aktif ve hareketliydi. Sikişmeyi çok istiyor, merakla siklerimize bakıyordu.