Ağzına soktum. Daha beceriksizce yalıyordu, ben de kafasından tutup ileri geri yapmaya başladım. Sonra ağzından çıkarıp tekrar İrem’in ağzına soktum ve Meltem’e “Ablana bak, onun gibi yap!” dedim, o da başıyla onayladı. Eğildim, çenesinden tuttum, başımı hafifçe kaldırdım ve dudaklarını emdim. Ablasından aldığım tadı alamadım ama yine de güzeldi. Sonra bitirdi. Sonra kanepede yanıma oturdu ve bana bakmaya başladı. Tabii ki başımı kaldırıp baldızımın yüzüne bakamadım. Üstelik okuduğu hikâyedeki oğlan tuvalete gidip baldızını düşünerek otuz bir çekiyordu, rezil olmuştum, aşağılanmıştım. Baldızım ayağa fırladı, ağzımı tuttu, başını kaldırdı ve “Ertan bana bak, sen bana bak. Karanlıkta oturmuş düşünüyordum, nasıl böyle bir şey yapabildim, nasıl karımı en yakın arkadaşıyla aldatabildim. Bunu yapmamalıydım, sadece Sibel zor durumda değildi. Ben gitmenin en iyisi olduğunu düşünürken Sibel salona geldi ve kanepede yanıma oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve kocama bundan bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna dolamıştım.